artvin tarihi
Artvin Tarihi |
Pazar, 14 Mart 2010 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ARTVİN Türkiye'nin Karadeniz Bölgesinin Doğu Karadeniz bölümünde yer alan Artvin İli'nin doğu ve güneydoğusunda Ardahan, güneyinde Erzurum, batısında Rize, kuzeybatısında Karadeniz, kuzeyinde Gürcistan Cumhuriyeti bulunmaktadır. Yüzölçümü 7.436 kilometrekare olan ilin Karadeniz'e 34 kilometrelik kıyı uzunluğu, Gürcistan Cumhuriyeti ile de 109 kilometrelik sınır uzunluğu bulunmaktadır. Artvin, arazi bakımından genel olarak dağlık olup, il genelinde Arhavi ve Hopa kıyı şeridindeki düzlükler dışında ova mevcut değildir. İl sınırları içinde 30'a yakın akarsu ve çok sayıda doğal göl vardır. Artvin'in 7 ilçesi, 12 belediyesi ve 310 köyü bulunmaktadır. Belediyelerin il merkezi dahil 8'i ilçe, 4'ü de belde belediyesidir. Mevcut 310 köyün ilçelere göre dağılımı ise; Merkez 36, Ardanuç 49, Arhavi 30, Borçka 36, Hopa 29, Murgul 10, Şavşat 61 ve Yusufeli 59 şeklindedir. Köylerin % 97'si orman köyü niteliğindedir. Artvin'de mevcut toplam mezra sayısı ise 427'dir. EĞİTİM Artvin'de 2002–2003 eğitim ve öğretim döneminde, 37 okul öncesi eğitim kurumu, 174 ilköğretim okulu, 26 genel ve mesleki lisede toplam 32.507 öğrenci eğitim ve öğretim görmüştür. Aynı dönemde okulların toplam derslik sayısı 1.509, öğretmen sayısı ise 1.826'dır. Taşımalı eğitim kapsamında 134 okul 34 merkeze taşınmıştır. Taşınan öğrenci sayısı ise 2.546'dır. İl genelinde Milli Eğitim Bakanlığı denetimine bağlı 410 öğrenci kapasiteli 5 adet özel öğrenci yurdu bulunmaktadır. Bu yurtlarda barınan öğrenci sayısı 286'dır.
SAĞLIK
Artvin'de 7 adet devlet hastanesi, 2 adet SSK hastanesi, 1 adet sağlık merkezi, 37 adet sağlık ocağı, 214 adet sağlık evi, 1 adet özel tıp merkezi bulunmaktadır. Sağlık kurumlarında; 29'u uzman, 119'u pratisyen olmak üzere toplam 148 doktor, II diş hekimi, 609 yardımcı sağlık personeli, Hlgenel idare hizmetleri, 214 yardımcı hizmetler ile 231 diğer personel görev yapmaktadır. 11'de sağlık kurumlarına ait toplam 27 adet ambulans mevcuttur. 10 adet yataklı tedavi kurumunda faal yatak sayısı 582 olup, yatak başına düşen kişi sayısı 329, doktor başına düşen kişi sayısı da 1.296'dır. İlde mevcut eczane sayısı 37'dir.
GENÇLİK VE SPOR
Artvin'de bedensel ve zihinsel yönden daha sağlıklı nesiller yetiştirmek ve yetenekli sporcuları Türk sporuna kazandırmak amacıyla spor faaliyetlerine büyük önem verilmektedir. Bu amaca yönelik olarak açılmış bulunan gençlik merkezi ve kamp eğitim merkezlerinde çocuklar ve gençler kötü alışkanlıklardan uzak tutularak spora yönlendirilmeye çalışılmakta, amatör spor kulüpleri de yerel olanaklar çerçevesinde desteklenmektedir. İl genelinde 1.608 lisanslı sporcu, 97 hakem, 26 antrenör ve 16 adet spor kulübü bulunmaktadır. Artvin'de mevcut spor tesisleri olarak 1 kamp eğitim merkezi, 4 güreş antrenman sahası, 7 adet stadyum, 2adet semt futbol sahası, 4 adet spor salonu ve 1 adet yarı olimpik kapalı yüzme havuzu bulunmaktadır.
FAKÜLTE VE YÜKSEKOKULLAR
Artvin'de 2002–2003 öğretim yılında Kafkas Üniversitesi'ne bağlı Artvin Orman Fakültesi ile Artvin Meslek Yüksekokulu'nda yükseköğrenim verilmiştir. Bu yükseköğretim kurumlarında, 835 öğrenci ve 25 akademik personel bulunmaktadır. Bu iki kurumun dışında 2002 yılı içinde Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne bağlı olarak Artvin Eğitim Fakültesi kurulmuştur. Fakültenin 2003–2004 döneminde 50 öğrenci ile hizmete girmesi planlanmıştır. Kafkas Üniversitesine bağlı olarak kurulan Artvin Sağlık Yüksek Okulu'nda aynı öğretim yılında 60 öğrenci ile hizmete girmesi yönünde çalışmalar tamamlanmıştır. 1994 yılında inşasına başlanan Artvin Orman Fakültesi kampüs inşaatına devam edilmektedir. Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtlarda (Artvin Merkez) toplam 400 öğrencinin barınması sağlanmaktadır
KENTLEŞME VE KONUT
Artvin'de kent nüfusunun büyüme oranı Karadeniz illeri arasında yüksek orandadır. İlin, şehirde yaşayan nüfus payı 1927 yılında yaklaşık % 4 iken, kırdan kente göç sonucu bu pay 2000 yılında % 44'e ulaşmıştır.
Artvin şehir merkezi kırık arazi üzerine kurulmuştur. Bu nedenle şehir, düzenli ve planlı yapılaşmaya sahip değildir. İl merkezi, mevcut yapısı ile toplu konut alanı üretimi açısından sınırlı imkanlar sunmaktadır. Baraj inşaatlarından etkilenecek yerleşim birimlerinin neden olabileceği yeni konut ihtiyacının karşılanabilmesine yönelik olarak şehir merkezi imar planında yapılan tadilatla toplu konut alanları açılmıştır. Artvin deprem riski düşük olan illerdendir. 11 Merkezi, Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli üçüncü, Arhavi, Borçka, Hopa ve Murgul ilçelerimiz ise dördüncü derece deprem kuşağında yer almaktadır.
SOSYAL YAŞANTI VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
Türk gelenek ve görenekleri Artvin'e özgün haliyle yaşanmaktadır. Yöre halkı, devletine bağlı, milli birlik ve beraberlik şuuruna sahiptir. İlde milli ve dini bayramlar coşkuyla kutlanır. Yöre insanının kültürel etkinliklere ilgisi ve katılımı yüksektir. İl genelinde faaliyet gösteren umuma açık yer sayısı 384 adettir. Bu yerlerin 202 adedi kahvehane, 82 adedi otel, 37 adedi içkili lokanta, 22 adedi gazino, elektronik alet salonu, 6 adedi pansiyon, 4 adedi diskotek, 4 adedi kafeterya, 4 adedi içkisiz lokanta, 2 adedi de sinemadır. İlde faaliyet gösteren 317 demek, 11 vakıf 8 adet memur sendikası şubesi, 6 adet memur sendikası temsilciliği, 8 adet işçi ve işveren sendikası, 9 adet işçi ve işveren sendikası temsilciliği, 14 adet kuran kursu, 6 adet yurt, 15 adet siyasi parti merkez teşkilatı ile bunlara bağlı 109 adet belde teşkilatı mevcuttur.
İŞ HAYATI VE SOSYAL GÜVENLİK
1980–2000 döneminde istihdamın sektörel dağılımı incelendiğinde tarım ve sanayi sektörlerindeki istihdamda sürekli bir azalış görüldüğü halde tarım sektöründe çalışanların, toplam istihdam içinde en büyük paya sahip oldukları görülür. 2000 yılında yapılan genel nüfus sayımına göre çalışan 80.276 nüfusun % 6l'i tarımsal iş yapmaktadır. 2000 Genel Nüfus Sayımına göre Artvin'de işsizlik oranı % 7'dir. Artvin'in 1980–2000 döneminde işgücüne dahil olmayan nüfusun yıllık artış hızı % 25'tir. Bu artış hızı erkeklerde % 24, kadınlarda ise % 25'tir. 2000 yılında işgücüne dahil olmayan nüfusun yaklaşık % 64'ünü kadın nüfus oluşturmaktadır. 1980–2000 döneminde işgücüne dahil olmayan emeklilerin sayısında % 100'ün üzerinde bir artış olmuştur. Türkiye İş Kurumu Artvin İl Müdürlüğü'nce 2002 yılı içinde toplam 2.833 kişi işe yerleştirilmiş olup bunların 92'si özürlü, 17'si de eski hükümlüdür. Bağ-Kur Artvin İl Müdürlüğü'nden 1479 Sayılı Kanun'a tabi sigortalı sayısı 6.963 ve 2926 Sayılı Kanun'a tabi sigortalı sayısı da 2.140 kişidir. Toplam aktif sigortalı sayısı 9.143 kişi, pasif (emekli) sigortalı sayısı da 5.610 kişidir. İlde 2002 yılı sonunda, çeşitli faaliyet gruplarına göre bildirilmiş, faal 4.804 adet işyerinde toplam 9.360 sigortalı bulunmaktadır. Sigortalıların 8.933'ü erkek, 447'si kadındır. Faal 4.804 adet işyerinden 4.675'i özel sektör ve 129 adedi de kamu sektöründe faaliyet göstermektedir. Artvin genelinde 2002 yılı sonunda; yeşil kart uygulamasından yararlanan kişi sayısı 42.010'dur.
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI DURUMU
Artvin, konumu itibariyle ana ulaşım bağlantılarına uzak bir bölgede yer almaktadır. Artvin'de karayolu ulaşımı çoğunlukla vadilerde ve akarsu güzergâhlarında yer alan karayolları ile gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle, il sınırları içerisindeki karayolları, dar ve virajlı güzergâhları takip etmek zorunda kalmaktadır. İlin karayolu ulaşım ağının büyük bir bölümü Çoruh havzasında uygulanan baraj projeleri dolayısıyla yeniden şekillenecek olmakla birlikte, yeni inşa edilecek yolların virajlı yapısında önemli değişiklikler olmayacaktır. "Doğu Karadeniz Sahil Yolu İyileştirme Projesi" kapsamında Artvin ili sınırları içerisinde devam eden yol yapım çalışmaları sonucu Hopa-Sarp arasındaki yol tamamlanarak hizmete açılmıştır. Hopa ile Rize il sınırı arasında kalan bölümlerde ise yol yapım çalışmaları devam etmektedir. Artvin'in ulaşım ağı uzunluğu 5.681 km'dir. Yerleşim birimlerinin ulaşım sorunu büyük ölçüde çözümlenmiştir. İl genelinde toplam 271 km'lik il yolu ve 273 km'lik de devlet yolu ağı bulunmaktadır. İlde 2002 yılı sonunda trafiğe kayıtlı araç sayısı 13.962'dir. 1999-2002 yıllarında köy hizmetlerinde il genelinde yayla yolları ıslah ve inşa projelerinin uygulanmasına öncelik verilmiştir. Bu kapsamda 50 km'lik Arhavi-Salikvan yayla yolu, 10 km'lik Şavşat-Kirazlı yayla yolu, 15 km'lik Şavşat Pınarlı – Posof bağlantı yolu 17 km'lik Şavşat Çağlayan köy yolu, 20 km'lik Yusufeli Kirazalan – Günyayla köy yolları ile, Artvin Merkez – Aşağı Maden bağlantı yolları çalışmaları devam etmektedir. Bunların dışında il genelinde ihalesi yapılarak karayolları onuncu bölge müdürlüğünce 2003 yılı itibariyle çalışmaları sürdürülen il ve devlet karayollarının yıllara yaygın toplam maliyeti 1.3 trilyon TL'dir. Ancak aşağı Çoruh vadisi projesi çerçevesinde 3 adedinin yapımına başlanmış olan ve tamamının 2008 yılında bitirilmesi planlanan 7 adet baraj ve HES yapımı dolayısıyla baraj gölleri altında kalacak olan ve kısmen yapımına başlanan geri kalanınsa projelendirilerek ihale aşamasına getirilmiş olduğu toplam 215 km uzunluğundaki devlet ve il yollarının yeniden yapım maliyeti buna dahil değildir. Hava yolu ulaşımı ve demir yolu ağı bulunmayan ilin deniz yolu ulaşımı, tüm liman hizmetlerinin verilebileceği alt yapıya sahip olan Hopa Limanı üzerinden sağlanmaktadır. 3 milyon ton kuru yük kapasiteli Hopa Limanında son üç yıl içerisinde yaklaşık 50 bin ton olarak gerçekleşmiştir. İl genelinde tüm yerleşim birimlerine elektrik, içme suyu ve telefon hizmetleri götürülmüştür. Artvin ilçe merkezleri ve köylerinin içme suyu ihtiyacı genellikle akarsu kaynakları ve kuyulardan sağlanmaktadır. İlde tam otomatik iletişim hizmeti vardır.Cep telefonu ile görüşme imkanı coğrafi koşullar ve teknik yetersizlikler nedeniyle istenilen düzeyde olmamakla birlikte yeni yatırımlarla sorunlar aşılabilecektir.
BAŞLICA YATIRIMLAR
Artvin'de yapımı devam etmekte olan 3, ihalesi tamamlanan 4 adet olmak üzere 7 adet baraj ve HES inşaatı mevcuttur. Bunlar Çoruh Nehri üzerinde Muratlı, Borçka, Deriner, Artvin, Yusufeli ile Çoruh Nehri yan kolları üzerinde planlanan Bayram ve Bağlık Barajlarıdır. Barajların toplam maliyetleri 2.871.400.000 Amerikan Doları, toplam kurulu gücü 2.084 MW, yıllık ortalama toplam enerji üretimi de 6,3 milyar kilovat saat olarak planlanmıştır. Bu barajların üretime geçmesi, enerji talebi giderek artan ülkemizin enerji ihtiyacına önemli bir katkı sağlayacaktır. İlde 2002 yılı sonu itibariyle 533 adet kamu yatırım projesi uygulanmıştır. Bu projelerin toplam bedelleri 5.860 trilyon TL'dir. 2002 yılı ödenek toplamı 562 trilyon TL'dir. Yıl içinde yapılan toplam harcama ise 456 trilyon TL'dir. NÜFUS 1980–1997 yılları arasında nüfusu sürekli olarak azalış gösteren Artvin'in, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı'na göre il nüfusunda %02,28'lik artış görülmüştür. Bu oran, 1990'da %0 (-) 12.30, 1997'de ise %0 (-) 20.42 olarak gerçekleşmiştir. Artvin, 1980 yılında yapılan nüfus sayımında 228.997 nüfusa sahip iken bu rakam 1985'de 226.338'e, 1990'da 212.833'e ve 1997 yılında da 187.274'e gerilemiştir. İl nüfusu 2000 yılında 191.934'de yükselmiştir.
Artvin'in 1980–1997 yılları arasında artan oranda dışa göç veren iller arasında yer alırken, 1998 yılında Deriner Barajı ile 1999 yılında Borçka ve Muratlı Barajlarının inşaatına başlanması sonrasında yaratılan yeni istihdam alanlarının yanında, göçün ağırlıklı olarak görüldüğü Marmara Bölgesi'nde yaşanan Marmara ve Düzce depremlerinin etkisi ve göç edilen büyük şehirlerin yaşam güçlüklerinin etkisi ile dışa göç eğiliminde azalış olmuştur. Artvin'in 2000 yılı DİE Genel Nüfus sayımına göre nüfusu 191.934'e yükselmiş, nüfus artış hızı da %0 2.28 gerçekleşmiştir.
Artvin'in 1990 ve 2000 DİE Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri verileri incelendiğinde nüfusun önemli bir bölümünün tarım sektöründe istihdam edildiği görülmektedir. Toplam işgücünün % 60.8'i tarım sektöründe istihdam edilmektedir. İstihdam edilen nüfusun % 38'i ücretsiz aile işçisi olarak görev yapmaktadır. Bu oran kadın nüfusu için % 79, erkek nüfus için yaklaşık % II civarındadır. İstihdam edilen nüfusun % 34'ü ise ücretli olarak çalışmaktadır. Erkek nüfusun % 49'u, kadın nüfusun ise yaklaşık % 1l'i ücretlidir. Artvin'de istihdam edilenlerin sayısında sürekli azalış görülmektedir. 1980-2000 döneminde istihdam edilen nüfus yıllık % O 18'lik bir hızla azalma göstermiştir. Bu azalış tarım ve sanayi sektörlerinde de görülmektedir. Aynı dönemde hizmet sektörünün payında % 52, inşaat sektöründe de % 41'lik bir artış gerçekleşmiştir. 2000 Genel Nüfus Sayımına göre Artvin'de işsizlik oranı % 7'dir. Artvin'in, Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre; 1998 yılında kişi başına düşen gayrisafi yurtiçi hasılası ABD Doları cinsinden 3.096 dolar iken 1999 yılında 3.003 ABD Dolarına gerilemiştir. Bu verilere göre 1998 yılında kişi başına gayrı safi yurtiçi hâsılada gelişme hızı % 92,5'ten % 58,2'ye gerilemiştir. Aynı yıllar için TL cinsinden gayrı safi yurtiçi hasıla rakamlan 1998 için 802.211.288 TL ve 1999 için ise 1.269.101.429 TL olarak gerçekleşmiştir. Bu verilere göre Artvin, kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasılası ile Türkiye sıralamasında 1998 yılında 27 inci, 1999 yılında ise altı basamak yükselerek 21 inci sırada yer almıştır. Artvin'in cari fiyatlarla 1998 ve 1999 yıllan gayri safi yurtiçi hâsılasında, sırasıyla ulaştırma ve haberleşme, tarım, sanayi, ticaret sektörlerinin önemli payı bulunmaktadır. Artvin'in 1998 yılı rakamlarıyla % 88,3 olan gayri safi yurtiçi hâsıla gelişme hızı 1999 yılında % 54,8 olarak gerçekleşmiştir.
DAĞLAR İl topraklarının büyük bir bölümünü sarp ve geçit vermeyen dağlar kaplamıştır. Bu dağların başlıcalarını, Artvin-Rize ve Erzurum illeri sınırlarının birleştiği nokta olan Kaçkar Dağı, Artvin-Rize il sınırında bulunan ve Doğu Karadeniz dağlarının uzantısı olan Kükürt Dağı, Borçka ilçesinin doğusunda bulunan Karçal sıradağları ile Ardanuç ilçesinde bulunan Yalnızçam ve Çadır Dağları oluşturmaktadır.
OVALAR Artvin İli'nde ova kapsamında değerlendirilebilecek alanlar mevcut değildir. Buna karşın özellikle kıyı kesimlerinde (Arhavi ve Hopa) alüvyal düzlükler ve kıyı taraçaları vardır. YAYLALAR Artvin'de halk ekonomisi, coğrafyasının doğal sonucu olarak hayvancılığa dayanmakta iken, günümüzde bu faaliyet gerilemiş durumdadır. Buna rağmen yaylalar, bazı vatandaşlar için geleneksel üretim şekillerinden biri olan hayvancılık, bazıları için de sayfiye yeri olarak önemini korumaktadır. Yayla mimarisi ağırlıklı olarak ahşaptandır. Yusufeli yaylalarında taş mimarisinin güzel örnekleri görülür. İl topraklarının yaklaşık %51'ini kaplayan yaylaların başlıcaları şunlardır: Yusufeli, Zeytinlik ve Ortaköy (Berta) derelerinin oluşturduğu çizginin güneydoğusundaki bölgede bulunan Meşeli, Kurudere, Düzenli, Kireçli, Yığılı, Kapik, Irmaklar, Bilbilan (Bülbülan), Çamlıca, Hanlıköy, Ballı, Yoncalı ve Sahara Yaylaları. Muratlı (Maradit), - Borçka, Artvin – Ortaköy (Berta) Deresi ile Gürcistan arasında kalan gölgede kalan Manatba, Taşköprü, Meydancık, Zata, İmneza, Mısırlı, Goman, Lekoban, Merete, Oba, Karsnal, Devtopan, Kırkırım Yaylaları. Merkez İlçe – Zeytinlik, Yusufeli ilçesi çizgisinin kuzey ve kuzeybatısında kalan bölgesindeki Keşoğlu, Çamlık, Sevahil, Mağara, İnekli, Durça, Kovahit, Kocakarılı, Dikme ve Taşkınlık Yaylaları.
VADİLER Artvin topraklarındaki akarsular, geçtikleri yerlerde dar ve derin vadiler oluşturmuşlardır. Artvin'de bulunan vadilerin en önemlisi Çoruh Vadisidir. Genellikle dar ve derin boğazlar halinde ilerleyen bu vadinin Artvin ili sınırları içerisindeki uzunluğu yaklaşık 150 km.dir. Çoruh Vadisi, Artvin il sınırları içinde, Yusufeli İlçesi'nden başlar; Merkez İlçe'den ve Borçka İlçesi'nden geçerek Gürcistan sınırlarında, Muradı Bucağı yakınında son bulur. Bunun dışında Ortaköy (Berta) - Ardanuç sularının oluşturduğu vadiler ile Murgul Vadisi ve Barbal Deresi Vadisi başlıca vadilerdendir. ÇORUH HAVZASI Zeytin, fıstık çamı ve diğer Akdeniz ikliminde yetişen bitki örtüsünü içinde barındıran havza, ilgi çekici doğal yapısı ve değişik iklim özellikleri ile görülmeye değer yerlerdendir.
AKARSULAR Artvin İlindeki en büyük akarsu Çoruh Nehridir. İl topraklarında irili ufaklı çok sayıda dere ve çay da bulunmaktadır. Üzerinde 7 büyük baraj projesi uygulanan Çoruh Nehri dışında ilin başlıca akarsuları ise Murgul Deresi, İçkale Deresi, Deviskel Deresi, Ardanuç Deresi, Berta Deresi ve Klaskur Deresi'dir.
YERALTI ZENGİNLİKLERİ: Artvin ili toprakları maden yatakları oluşumuna elverişli bir bölgede yayılmıştır. Ülkemizin en zengin bakır madeni yatakları Artvin'de bulunur. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü'nce (MTA) Merkez İlçede altın, Ardanuç İlçesinde manganez; Borçka ve Murgul'da bakır, pirit ve manganez; Şavşat'ta bakır, kurşun, çinko ve manganez; Yusufeli ilçesinde de linyit kömürü açısından zengin rezervlerin bulunduğu tespit edilmiştir. İKLİM Artvin İli'nde iklim, yeryüzü şekillerinin özellikleri nedeniyle bölgelere göre çeşitlilik göstermektedir. Kıyı kesimlerinde ılık ve yağışlı bir iklim tipi egemendir. Buna karşın, İl'in iç bölgelerine doğru, yüksek kesimlerde kışlar sürekli ve bol karlı, yazlar serin geçer. Çoruh Vadisi'nin derin tabanında, kıyıya oranla daha az yağışlı, kışları fazla sert olmayan bir iklim tipi vardır.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Artvin ili topraklarının yaklaşık % 55'ini (397.470 ha) ormanlık alanlar kaplamıştır. İldeki ormanların büyük bölümünü iğne yapraklı ağaçlar oluşturmaktadır. Bölgede, yüksek dağların eteklerinden üst kısımlara doğru gidildikçe, önce yapraklı türler, sonra iğne yapraklılar görülmektedir.
GÖLLER Artvin'de irili ufaklı çok sayıda göl vardır. Bunların çoğu buzul vadilerinin diplerinde oluşmuştur ve genellikle Karagöl adıyla anılır. Önleri moren yığınıyla dolu olan bu göller derindir. Çoğunda bol alabalık bulunan ve doğa harikası olan bu göllerin en önemlileri Şavşat ve Borçka'da bulunan ve Karagöl adıyla anılanları gelmektedir.
TARİH Öteden beri Türk boylarının yerleşim yeri olarak görülen bölgede hayat, çok eski çağlara dayanır. Bölgenin tarih öncesi yaşayışı henüz tam olarak araştırılmış olmamakla beraber, eski yerleşme yerlerindeki kalıntılardan, mezarlardan, temel açma, yol yapımı gibi nedenlerle yapılan kazılarda çıkan tarihi eşyalardan, çok eski bir yerleşim yeri olduğu ve madenlerin işletildiği anlaşılmaktadır. 1930 yılında Artvin'de ve Şavşat'ın Meşeli Köyünde, 1955 yılında Yusufeli inin Demirköy Köyünde bulunan bakır baltaların M.Ö. 4000 – 3000, tunç olanların ise M.Ö. 3000 – 2000 yıllarına ait olduğu, uzmanlarca saptanmıştır. Bunlar, Hurriler çağından kalma eserlerdir. Hurriler, Asyanik denilen kavimlerden olup dilleri Türkçe gibi bitişken, yuvarlak kafalı ve uygar bir kavimdir. Bunların Doğu Anadolu ve Azerbaycan bölgelerine yerleştikleri gibi, Çoruh boyuna da yerleştikleri anlaşılmıştır. M.Ö. 150'de Sakalar, Horasan'daki Taok kolunun Parn (Bayındur) boyundan Arsaklılar idaresinde (Eski Oğuzlar) İran üzerinden Çoruh boylarına yayıldılar. Dede Korkut Destanlarındaki kahramanların adlan, şimdi bile kullanılmakta, yer adlan da bunun canlı kanıtı olarak diğer tarihi yapıtlarla beraber göze çarpmaktadır.
Arsaklılar DÖNEMİ
75 Yıllarında Taok Bölgesinde Arsaklı Başbuğu Sembat, Kafkaslar güneyine akın eden Hun ve Peçenek kollarını yendi. 182 – 186 Yılları arasında Kafkaslar Kuzeyinden gelen Akıncı Hazarlar ve Barseller (Borçalı Terekemeleri), Kalarcete yayılıp bölgeyi işgal ettiler. Arsaklılar bölgeyi işgalinden sonra kurulan eyaletin kuzey kesiminde Borçka, Livana (Yusufeli - Artvin), Acara (Maçahel - Acara), Şavşat, Tahoskar / Tavuskar (Şenkaya - Oltu Ardanuç) diye alınılan yerler bulunmaktaydı. 379'da Küçük Arsaklı Ülkesi doğu ve batı olarak ikiye ayrılmış, iki genç kardeş arasında bölüşerek Tayk bölgesi batıya hükmeden ve Erzincan'da oturan Küçük Val-Arsak'a düşmüştü. Onun ölümünden sonra burası İstanbul'a bağlanarak Roma himayesine girdi. Tayk Eyaleti içinde yaşayan Klarçlar ile Tukharlar, Roma'dan yardım isteyerek İran himayesindeki İber Kralına karşı mücadeleye giriştiler. Küçük Arsaklı ülkesinin doğusu Perslerin hâkimiyetine geçince, Tayk bölgesinde Kartli'ye bağlandı.
Doğu Roma Dönemi
Daha sonraları Doğu Roma imparatoru Jüstinyen'in İran ile "Ebedi Barış" yapması üzerine eski Arsaklıların batı kesimi olan Erzurum ve Çoruh bölgesi, Doğu Roma idaresine geçti.
İslamiyet Dönemi
Hz. Ömer 636 Kadisiye ve Nihavend savaşlarında, İran Şahı III. Yezdgerd'i yenmiş, İran ülkesi İslamların eline kolaylıkla geçmiştir. 654 tarihinde Suriye ve Irak savaşlarını yüz akı ile kazanan Emir Habib Bin Mesleme, Erzurum yaylasında Doğu Roma ordu~ sunu yenilgiye uğratmıştır. Müslümanların barış yolu ile aldıkları şehirler arasında başta Artvin olmak üzere Şavşat ve Ardanuç da vardı. İslam istilasından yedi yıl sonra Artvin ve çevresi Doğu Romalıların eline geçti. VIII. yüzyılın ikinci yarısında Hazar Türkleri, Kür ve Aras boylarına yayıldılar. Bu sırada Artvin Bölgesi de Hazarlara tabi olup Araplara karşı korundular. Hazarlara karşı başarılı bir sefer düzenleyen Emevi Halifesi Hişam'ın yeğeni II. Mervan, Hazar Seferlerinden dönerken İspir bölgesine kadar Çoruh Boyunu da tekrar itaati altına aldı (737). Bu sırada Bagratlı Adamase Bey, Kılarçet-Şavşat Acara Bölgelerinin Ubeyi olarak Emevilere tabi oldu. Bir süre sonra Hazarlar, Kafkasları aşarak Kür-Aras-Çoruh boyların Abbasilerden aldılar.
Ardanuç Bagratlıları Dönemi
Ardahan-Arsiyan-Şavşat-Tayk ve Acara bölgelerinden Ubeyi olan Bagratlı Adamase (764–786), Hazarlı himayesine girdi. 786 yılında Harun Reşid, Tiflis'te İslam Emirliğini kurdurarak Ardahan Ahıska ve Tayk bölgeleri, Bağdat halifeliğine bağlı bulunan bu Tiflis-Arap Emirliğine tabi oldu. Tayk-Ardahan İlbeyi Bagradı Adamame'nin oğlu Aşut Bey (787–826), Arapların Tiflis Emirliği hizmetinde bulunup, onlara yararlı olmuştur. Aşut'un oğlu I. Bagrat (826–876) ile kardeşleri Ardanuç'ta oturmuşlardır. Bunlar Şavşat ve Kılarçet Bölgelerinin ilbeyleri olmuşlardır. Ardanuç-Ardahan Bölgeleri Bagratlı'ların Bağdat'a bağlı bir krallığı olmuştur. Bu yıllar arasında Şavşat'ta şimdiki Cevizli (Tibet) Köyündeki ünlü kiliseyi yaptıran Aşut'tur. Bu kilisede, eski Oğuz geleneğinin örneği olan bir ak-koç başının heykeli kilise damının güney yönünde görülür. Bagratlılar II. yüzyılın ilk çeyreğinde Doğu Roma'yla tekrar mücadeleye girmiştir. 1002 yılında yapılan bir savaşta üstün gelen Doğu Roma, bazı toprakları ülkesine katmış, Tav-Eli (Ardanuç, Şavşat, Artvin, Yusufeli, Borçka, Oltu) Bagradı Kralı Gürgen'e kalmıştır. Başkent yine Ardanuç'tur.
Selçuklular Dönemi Selçuklukların Anadolu'ya yaptıkları akınların arkası kesilmiyordu. 1054 yılında Tuğrul Bey, Doğu Roma'nın Malazgirt Kalesini kuşatırken, ordusunun diğer kollarını da, Bayburt, Barkar Dağları ile Orta Çoruh boylarına kadar Bağdatlı ülkesini vurup yağmalıyordu. 1064 yılı haziranında Doğu Romalılardan Ani'yi, Bagratlılardan Çıldır'ı fetheden Selçuklu Sultanı Alpaslan, Doğu Roma'ya güvenerek saldırgan tutum izleyen IV. Bagarat'ı cezalandırmıştır. Aynı yıl Ardahan'ı, ertesi yıl da Ardanuç, Artvin, Borçka, Oltu, Tortum, Yusufeli'yi ülkesine katmıştır. Alpaslan 1071 yılında Malazgirt Zaferinden sonra yeniden almış olduğu yerleri emrindeki beyliklere paylaştırmıştır. Çoruh Bölgesinde Erzurum Emiri Ebul-Kasım'a verilmiştir. Alpaslan ile IV. Bagrat'ın 1072 yılında ölmeleri üzerine, Gürcistan Kralı Giorgi yine Doğu Roma'nın yardımı ve kışkırtması ile Çoruh Boyunu ele geçirdi. 1081 yılında Selçuklu Hükümdarı Melikşah, Emir Ahmet Kumandasında bir ordu gönderdi. Bu ordu Kral Giorgi'yi yenerek Erzurum ve Çoruh Bölgesini tekrar Türklerin hakimiyetine aldı. Ebul-Kasım'ın torunu Saltuk'tan ötürü Kars, Erzurum, Ardahan, Bayburt havzasını içine alan İmaret'e bundan sonra Saltukoğlulları Emirliği adı verildi. Anadolu'nun Moğollar tarafından istilası üzerine Artvin, Moğol hâkimiyetine girdi. Artvin ve çevresi daha sonra sırasıyla, Timur, Karakoyunlu ve Akkoyunlu Devletlerinin hâkimiyetine geçti. Akkoyunlu Devletinin yıkılması üzerine de Azerbaycan Emiri Elvent Beyin emrine girdi. Safevi hükümdarı Şah İsmail 1502 yılında, Elvent Bey'i yenince Akkoyunlu Ülkesiyle birlikte Artvin de Safevilerin eline geçti.
Osmanlı Dönemi
Fatih Sultan Mehmet, Trabzon Rum-Pontus Krallığını ortadan kaldırdıktan sonra, o sırada Artvin-Yusufeli-Ardanuç-Şavşat-Borçka Bölgeleri, Başkentleri Ardanuç Kale olan, Çıldır Atabeylerinin bir kolu elinde bulunuyordu. Atabeylerin bu koluna bağlı bulunan Şavşat-İmerhev ve Acara-Maçahel kesimi Beyleri, kendi istekleriyle İslamlığı kabul ederek Ardanuç Atabeyinden ayrılıp, Osmanlı Devletine bağlandılar. Daha sonra Şehzade Yavuz Selim'in Trabzon Valiliği sırasında Artvin Beyleri onun ayağına kadar giderek kendilerinin de korunmalarını dilemişlerdir. Bunun üzerine Yavuz, bir sefer yaparak Artvin'le Ardanuç'un bazı yerlerini de Osmanlı topraklarına katmış, çevre beylerine de ayrı beylik vermiştir. O sırada Ardanuç Atabeyi, Mirza Çabuk Bey'di. Yavuz Trabzon'dan ayrıldıktan sonra Artvin'le Ardanuç'un bazı yerleri tekrar Atabey Mirza Çabuk'a bağlanmıştır. Çaldıran Seferinin zaferle sonuçlanmasından sonra 1536'da Erzurum Beyleri Bey'i Mehmet Han, Yusufeli kesimine, Pert-Eğrek ve çevresi kaleleri üzerine ilk Osmanlı akınını yapmış, Atabeylerin kale muhafızlarını itaati altına almıştı. Fakat Kanuni Sultan Süleyman, İran üzerine yaptığı seferler sırasında Ardanuç Kale'den son Atabey olan Keyhusrev Bey, İran tarafını tutarak Osmanlılara karşı gelince, Kanuni II. Vezir Karaca Ahmet Paşa'yı 1549 yılında sefere göndermiş, Ahmet Paşa Erzurum'dan kalkıp askerleriyle Tortum Kalelerini aldı. Böylece bu sefer sonunda ilk Osmanlı Livana (Pert-Eğrek) Sancağı kurularak bu yerler resmen Osmanlı topraklarına katılmış oldu. Ardanuç kalesi'nin savaşta fethedilmesi üzerine o yıl Osmanlıların ilk Ardanuç Sancağı kurulmuş oldu. Erzurum Beyler Bey'i Lala Mustafa Paşa bir müddet sonra Artvin'in de içinde bulunduğu ve merkezi Ahıska olan geniş Çıldır Eyaleti örgütünü kurdu. Artvin-Yusufeli-Ardanuç-Şavşat Bölgeleri bu sancağa bağlıyken, Borçka, Hopa, Arhavi Bölgeleri de Trabzon Eyaletine bağlı, Batum Sancağı içinde bulunmuştur. Eyaletler yerine 1865 yılında Vilayet Örgütleri kabul edilince Artvin 1877–1878 Osmanlı - Rus Savaşı sonuna kadar Livana Kazasının Merkezi olarak kalmıştır.
1877 – 1878 Osmanlı-Rus Savaşı
1877 yılında Ruslar Kars'a dördüncü defa saldırdılar. Ahmet Paşa kumandasındaki Türk Ordusuna altı ay içerisinde dört meydan savaşında yenildiler. Fakat kışın yaklaşması üzerine Ordu'yu terhise başlayan Ahmet Muhtar Paşa 15 Ekim 1877'de Alaca Dağda bozuldu. Ağır toplarla dövülen Kars 18 Kasım 1877 günü düşünce Ruslar şehirde üç gün yağma yaptılar. 3 Mart 1878 Ayastafanos (Yeşilköy) Antlaşmasının 19. Maddesi ve daha sonra imzalanan Berlin Kongresinin 58. Maddesi gereğince Kars, Ardahan, Oltu ve Batum-Artvin ile birlikte Savaş tazminatı yerine Çarlığa bıra1uldı. Üç yılda bu bölgede yüz yirmi bin Türk Halkı yeni sınırın içerisine göçtü. 1880'de Kars'a gelen Osmanlı Şehbender'i Mehmet Asım'ın arzuları ile bu göçlerin önü alınabildi. 1877–1917 yılları arası kırk yıllık Çarlık idaresinde, Ardanuç Sancağı ikiye bölündü. Birkaç Camii ve mescit yanındaki küçük medreselerin dışında, Türk rüştiye mektepleri kapatılmış, Anayurtla her türlü haberleşme irtibatı kesilmişti. Bölgede uygulanan "Ruslaştırma" siyasetine yerli halk kanmamış yeniden Anavatana kavuşma umudunu hiçbir zaman kaybetmemişlerdir. 1911'de Bolşevik ihtilali çıkınca i. Dünya Savaşı'ndan çekilen Ruslarla 3 Mart 1918'de Brest Litowsk Anlaşması yapılmış ve 40 yıl önce savaş tazminatı olarak Ruslara verilen Elviye-i Selase (Ardahan, Kars, Batum) tekrar Anavatan'a kavuşmuştur. Ancak, kısa bir süre sonra yenik olarak bitirdiğimiz i. Dünya Savaşı sonunda pek çok vatan toprağımız gibi Artvin'de işgale uğramıştır.
Artvin'in Kurtuluşu
10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması, durumu aleyhimize çevirdi. Çünkü bölgede Ermenistan Devleti kurulması öngörülüyor ve bu devletin sınırlarının tespiti de Amerika Başkanı Wilson'a bırakıyordu. Ermeni savaşı sonunda Kars kurtarılıp (30 Ekim 1920), Şark Cephesi Kumandanlığı kurulduktan sonra eski 15. Kolorduyu zafere ulaştıran Kazım Karabekir Paşa artık cephenin kumandanı olarak karargahı ile Kars'ta bulunmaktaydı. Cephe kumandanı bundan sonra, 3 Sancaktan olup, Gürcü işgalinde kalan Ardahan ve Batum'u da kurtarma faaliyetine girişmiştir. İngilizler de Türklerin bu başarılarından sonra "Ermenistan hayalinden" vazgeçmiş görünüyorlardı. Fakat Gürcüleri desteklemeye devam ediyorlardı. Kazım Karabekir Paşa Artvin-Ardahan çevrelerini "Sulh yolu ile ele geçirme zamanı geldiğini" Ankara Hükümetine rapor ediyordu. Ankara Hükümeti, Meclise yaptığı teklifle ilgili olarak tam yetki alıp Gürcü işgalinde bulunan yerlerin boşaltılmasını bir no ta ile Gürcistan Hükümetine bildirirken, bir yandan da Şark Cephesi Kumandanlığı'na bu yerlerin silah kuvveti ile de olsa işgal edilmesini emrediyordu. Son hükümet ültimatomunun süresi 22 Şubat 1921 gece yarısı sona eriyordu. Gürcistan Hükümeti, Hükümetimizin belirttiği saatte işgal yerlerini boşaltarak askerlerini geri çekmiş ve resmi askeri birliklerimiz 6 Mart 1921 akşamı Artvin'e ulaştığında 7 Mart 1921 günü fiilen kurtuluş tahakkuk etmiştir. Bu tarihten itibaren Artvin-Ardanuç-Borçka ve Şavşat'tan Gürcü kuvvetleri çekildi. 45 yıllık esaret sona erdi. Diğer yandan Trabzon'dan Artvin'e kuvvetleri ile hareket eden Miralay Şükrü Bey Oruçlu köyünden Kamil Beyi Kaymakam vekili tayin ederek kendisi Batum'a geçti. 7 Mart 1921'den itibaren Artvin'de Türk bayrağı dalgalanmaya başladı.
Cumhuriyet Döneminde Artvin
1878–1918 ve 1918–1921 arası Rusya-Ermeni-İngiliz-Gürcü idaresinde kalan Artvin-Borçka Şavşat kazaları 7 Mart 1921'den itibaren 4 ay kadar Ardahan kazasına bağlanmıştır. Yeni Türk devletinin ilk Anayasası olan 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilat-ı Esasiye'de 24 Nisan 1924'te yapılan değişikler ile Liva-Sancak teşkilatı kaldırılınca Artvin vilayet haline geldi. 1926 Haziranında 877 sayılı kanunla Yusufeli kazası Erzurum vilayetinden alınarak Artvin'e bağlandı. 1928'de 1282 sayılı kanunla Borçka kazası nahiye haline getirilerek Artvin'e bağlandı. Dokuz yıl Artvin vilayeti teşkilatı ile yönetilen bu yerler 1 Haziran 1933'te 2197 sayılı kanunun ikinci maddesine göre merkezi Rize olmak üzere Artvin ve Rize birleştirilerek Çoruh vilayeti teşkil edilmiştir. Arazi şartlarının zorluğu, Artvin ve çevresinin vilayet merkezine olan uzaklığı birtakım sorunlara yol açmıştır. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü'nün 25 Temmuz 1935 tarihindeki Artvin'i ziyaretinde durum kendisine iletilmiştir. Bunun üzerine hükümet 4 Kasım 1936'da kabul edilen 2885 sayılı kanun ile merkezi Rize olan Çoruh vilayeti kaldırıldı. Artvin Merkez, Hopa, Borçka, Şavşat kazaları ile evvelce Erzurum'a verilmiş Yusufeli Kazasını da alarak Artvin olan Çoruh İli teşkilatı kabul edildi. TARIM Tarımsal faaliyetler küçük, çok parçalı, meyil derecesi diğer illere göre yüksek olan arazilerde yapılmaktadır. İl hudutlan içerisinde bulunan Çoruh Nehri ve bunu besleyen kollarının oluşturduğu vadilerde turfanda sebze ve meyve yetiştiriciliği faaliyetleri yaygın şekilde yürütülmektedir. Tarımsal işletmeler çoğunlukla küçük aile işletmeciliği şeklindedir ve işletme başına düşen arazi miktarları oldukça düşüktür. Tarımsal gelir yeterli düzeyde olmadığından sermaye birikimi sağlanamamaktadır. Bu nedenle tarıma dayalı sanayi sektörü ilde gelişme alanı bulamamıştır. İldeki tarıma elverişli arazi 169.764 hektar olup, il yüzölçümünün % 22'sini teşkil etmektedir. Bu alanlardan mera ve çayır alanları çıkarıldığında ekili-dikili alan il yüzölçümünün % 7'sini teşkil eder. Sulanabilme imkanına sahip olan tarım arazisi miktarı 34.000 hektar olup bu miktar kültür arazileri toplamının % 20'sidir. Genel olarak il topraklarında endüstriyel bitkiler ve hububat üretimi yapılmakla birlikte, baklagiller ve çeşitli sebze üretimi de yaygındır. Üretilen başlıca ürünler çay, fındık, fasulye, patates, yem bitkisi; üzüm, mısır ve çeşitli meyveler. Karadeniz'e kıyısı olan Arhavi ve Hopa'da deniz balıkçılığının önemli yeri bulunmaktadır. 2001 yılında denizlerden elde edilen su ürünleri miktarı 33.955 ton, iç sularda ve tesislerde üretilen su ürünleri miktarı ise 605 tondur. 2002 yılı sonu itibariyle kültür balıkçılığında, aile işletmeleri dahil mevcut işletme sayısı 35 adet olup, bu işletmelerin toplam üretim kapasitesi 508 ton/yıl, kullanılan kapasite ise 475 ton/yıldır. 35 adet işletmeden 3'ü kaynak kullanımını destekleme fonundan, 1 adet işletme İl Özel İdaresince, diğer işletmeler ise tamamen özel teşebbüs imkânları ile kurulmuştur. Bu işletmelerden 18 adedinin kapasitesi 10 ton/yıl ve üzeridir. Küçük aile işletmesi niteliğinde olan 17 adet işletmenin kapasitesi 3 ton/yıl civarındadır. Artvin'de 2002 yılı itibariyle 50.200 fenni ve 4.100 eski usul kovan mevcuttur.1996 yılında 29.000 olan arı koloni sayısı 2002 yılında 54.300'e ulaşmıştır. Artvin'de özel sektöre ait saf Kafkas ırkı ana arı üretim işletmesinin Artvin'de uygulanan projesi kapsamında, 1999 yılında 2.000, 2000 yılında 3.200 ve 2001 yılında da yaklaşık 6000 ana arı üretimi gerçekleştirilmiştir. Artvin genelinde tarımsal üretime uygun arazilerin kıtlığı, mevcut alanların maksimumum verimle değerlendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu amaçla başta Yusufeli ilçesi olmak üzere il genelinde seracılığın geliştirilmesi çalışmalarına önem verilmektedir. İl genelinde toplam 197 adet serada, 52.283 m2 alanda tamamı faal olarak örtü altı yetiştiriciliğine devam edilmektedir. ORMANCILIK Artvin ilinin yüzölçümünün yaklaşık %55'ine tekabül eden toplam 397.470 hektarlık ala ormanlıktır. Bu alanın %70'i koru, %30'u baltalıktır. Baltalık alanın %8'i de bozuk orman alanlarından oluşmaktadır. Orman bölge müdürlüğü yol şebeke planlarındaki toplam yol uzunluğu 4.708 km'dir.
BARAJ PROJELERİ VE EROZYONU KONTROL ÇALIŞMALARI Çoruh havzasında, havzaya adını veren Çoruh nehri üzerinde uygulanan Muratlı, Borçka, Deriner, Artvin ve Yusufeli baraj projeleri ile yan kollar üzerinde yapımına başlanacak Bayram ve Bağlık baraj projelerinin uygulandığı alanlarda erozyonun önlenmesi ve barajın ömrünün uzatılması amaçlı ağaçlandırma ve erozyonu önleme çalışmaları devam etmektedir. Devlet Su İşleri tarafından yaptırılan barajların devreye girmesi ile eşzamanlı olarak yaklaşık 10 yıl içinde tamamlanması planlanan proje ile baraj havzaları açısından tespit edilen 31.750 hektarlık potansiyel erozyon alanı korunmuş olacaktır.
SANAYİ VE TİCARET Artvin'de 7'si kamu sektöründe, 8 adedi de özel sektöre ait olmak üzere toplam 15 adet sanayi tesisi bulunmaktadır. Bu tesislerin 4'ü orman ürünleri, 8'i gıda (çay sanayii 7, un-irmik 1), 1'i madencilik, 1'i silah sanayii, 1'i de enerji sektöründe faaliyet göstermektedir. Artvin il merkezi dahil olmak üzere; İlde faal olan küçük sanayi sitesi bulunmamaktadır. 2003 yılı yatırım programında Artvin Merkez, Arhavi ve Hopa Küçük Sanayi Siteleri projelerine yer verilmiş olup bu projelerden Artvin Merkez ve Hopa'da inşa çalışmalarına devam edilmektedir. Bu sitelerin tamamlanması ile 352 adet işyeri il ekonomisine kazandırılmış olacaktır. İlde kayıtlı 86 adet anonim şirketin 56 adedi, kayıtlı 612 adet limited şirketin de 532'si faaliyetini sürdürmektedir. İlde komandit şirket bulunmamaktadır. Bankalar Artvin genelinde 5 bankaya ait toplam 19 banka şubesi faaliyet göstermektedir. Faaliyet gösteren bankalar Akbank, T.Halk Bankası, T. İş Bankası, T. Vakıflar Bankası ve T.C. Ziraat Bankası'dır. Odalar Artvin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı'na bağlı olarak 18 oda bulunmakta olup, bu odalara kayıtlı toplam esnaf ve sanatkar sayısı 5.550'dir. İlde, Artvin (750 üye-Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli Merkez llçeye bağlıdır), Arhavi ( 560 üye), Borçka (675 üye) ve Hopa (480 üye) Ticaret ve Sanayi Odaları'na kayıtlı toplam 2.368 üye bulunmaktadır. Odalardan şoförler ve otomobilciler odalarına 3.788, bakkallar ve sebzeciler odasına 546 ve giyim eşyaları odasına da 263 üye kayıtlıdır. Kooperatifler Artvin genelinde 4.821 üyeli 119 adet yapı kooperatifi, 2.185 üyeli 17 adet motorlu taşıyıcılar kooperatifi, 1.463 üyeli 12 adet tüketim kooperatifi, 4.573 üyeli 8 adet esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifi, 415 üyeli 6 adet küçük sanayi sitesi yapı kooperatifi ile 6 adet diğer olmak üzere 164 kooperatife kayıtlı toplam üye sayısı 13.457 'tür. Mali Durum Artvin genelinde toplam 8.747 kayıtlı vergi mükellefi (31.12.2002 itibariyle) bulunmaktadır.
Artvin'in, cari fiyatlarla 1999 yılı verilerine göre kişi başına gayrı safi yurtiçi hasılası 3.003 ABD Dolarıdır (DIE 1999). Artvin'in, 1998 yılı verilerine göre 3.096 ABD doları olan kişi başına düşen milli geliri 1999 yılında 3.003 ABD dolarına gerilemesine rağmen Türkiye sıralamasında 2Tıncı sıradan 2l'inci sıraya yükselmiştir. 2002 yılı sonu itibariyle toplam kamu harcamaları 136.358 (n Defterdarlığı kayıtları) milyar TL olup gelirlerin giderleri karşılama oranı % 33'tür. Hopa Gümrükleri Başmüdürlüğü İşlemleri Artvin, Sarp Sınır Kapısı ve Hopa Limanı üzerinden gerçekleştirilen ithalat ve ihracat işlemleri ile ülkemizin önemli sınır kapılarından birine sahiptir. 31.08.1988 tarihinde Sarp Sınır Kapısının açılmasından sonra, sınır ili olarak Artvin'in, başta Gürcistan olmak üzere, yakın Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleriyle sosyal ve ekonomik ilişkileri önemli bir gelişim seyri izlemiştir. Gürcistan ve BDT ülkeleriyle, ülkemiz arasında dostluk köprüsü görevini sürdüren Sarp Sınır Kapısından, sınır ticareti kapsamındaki ekonomik ilişkiler düzenli, kontrollü ve vergi kaybına meydan vermeyecek şekilde sürdürülmektedir. İlde gümrük işlemleri, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı taşra teşkilatı olarak Hopa Gümrükleri Başmüdürlüğüne bağlı, Hopa ve Sarp Gümrük Müdürlüklerince yürütülmektedir. Sarp Gümrük sahasında mevcut birimler arası koordinasyon Sarp Mülki İdare Amirliği'nce yürütülmektedir. Hopa Gümrükleri Başmüdürlüğüne bağlı Hopa ve Sarp Gümrükleri ve bağlantı gümrük müdürlüklerinden gelen-giden yolcu, otomobil, otobüs, tır ve gemi sayılarının son 6 yıla ait bilgileri aşağıdaki tabloda görüldüğü gibidir. Son altı yıllık veriler değerlendirildiğinde, Hopa Gümrük Müdürlüğü'nden yapılan ithalatta artış ihracatta azalış, Sarp Gümrük Müdürlüğü'nden yapılan ithalatta azalış ihracatta ise artış görülmüştür. Hopa Gümrük Müdürlüğü'nün faaliyet alanında bulunan Hopa Limanı, 1997 yılında özelleştirilmiştir. Yıllık 3 milyon ton yük kapasiteli Hopa Limanının özelleştirildiği 1997 yılından 2001 yıla kadar gerçekleştirilen toplam yükleme miktarı 781.074 ton, toplam boşaltma ise 1.303.980 tondur.
KÜLTÜR VE TURİZM Artvin 5000 yıllık bir tarihi birikime sahiptir. Yörede yaşamış medeniyetlerin izleri olan manastırlar, kiliseler, kaleler, camiler, köprüler, konaklar olmak üzere çok sayıda tarihi eser bulunmaktadır. Günümüzde de bütün görkemiyle ayakta duran bu tarihi eserler ülke ve dünya turizmi için önemli yapılardır. Artvin, ahşap ve taş mimarinin en güzel örneklerine rastlanan, yöresel müzik ve danslarının izleyen-dinleyen herkesçe beğenildiği, mutfak kültürü zengin olan, başta ahşap işleri olmak üzere el sanatlarının ileri örneklerinin üretildiği yörelerden biridir. Artvin, değişik yükseltilerle örülü dağları, doğal ormanları, anıt ağaçları, yüksek dağlarında buzul gölleri-karagölleri, kanyonlarının yanında; köyleri, mezraları ve yaylaları ile çok özel bir coğrafi karakter taşımaktadır. Yörede bulunan Milli Parklar ve Tabiatı Koruma Alanları da ilin doğa turizmi için bir rezerv olduğunu göstermektedir. Kaçkar, Altıparmak ve Karçal Dağlarında yapılan dağ tırmanışları; yörenin değişik yerlerinde, doğal güzellikler içinde bulunan trekking parkurlarında yapılan yürüyüşler; Çoruh Nehri ve Barhal Çayı'nda yapılan -başta rafting olmak üzere- akarsu sporları; ayrıca 1993 yılında Artvin'de (Çoruh) yapılan Dünya 4. Akarsu Sporları Şampiyonası da ilin sportif amaçlı turizm potansiyellerini ortaya koymaktadır. Artvin'de, özellikle Temmuz-Ağustos döneminde düzenlenen Festival ve Şenlikler, Artvinliler ile birlikte yerli ve yabancı turistlere, şölen yaşatmaktadır. Artvin ilinin topraklarının % 55'ü ormanlarla kaplıdır. Bu yoğun ormanlık alan içinde oldukça zengin flora ve fauna varlığı söz konusudur. Zengin bitki örtüsü içinde pek çok endemik türü de barındırmaktadır. Yaban hayatının zengin olması da Av Turizmini olanaklı kılmaktadır. Artvin, yöresi dere-akarsu kaynakları açısından da zengindir. Bu sularda özellikle kırmızı pullu alabalık varlığı 01ta Balıkçılığını olanaklı kılmaktadır. Yöre, kuş göç yolları üzerinde bulunduğundan, Artvin, Kuş Gözlemciliği açısından da yakın bir gelecekte önemli bir merkez olacaktır. Doğa koruma felsefesi içinde gelişmiş olan Eko- Turizm, tüm dünyada uluslararası kampanyalarla yürütülmektedir. Dünyada mükemmel korunmuş 300 noktadan biri de Artvin sınırları içinde (MACAHEL) bulunmaktadır. Artvin yöresi, Sağlık turizmi için de ideal alanlardan biridir. 800–2000 m arası yükseltiler "sağlıklı iklim kuşağı" kabul edilir. Artvin'de köyler-mezralar-yaylalar adeta bu özellik hesaplanarak tasarımlanmıştır. Çoruh Nehri üzerinde yapılan barajların tamamlanması, Artvin'e "göller bölgesi" vizyonu katacaktır. Turizmle ilgili olmazsa olmaz koşullardan biri olan ulaşım sorunu da, Karadeniz sahil yolunun hizmete girmesi ile büyük ölçüde aşılmış olacaktır. KÜLTÜREL YAPI Artvin'de, toplumsal ilişkilerde, hoşgörü ve iyi niyet ağırlıklı olarak görülür. Yöre insanın akrabalık, komşuluk ve hemşerilik bağları güçlüdür. Düğün ve evlenme törenlerinde özellik gösteren başlıca konular; elçilik (kız isteme), bohça hazırlama (damat ve gelin tarafının karşılıklı olarak birbirlerine vermek üzere bir bavul içinde hediyeler vermesi), koç parası yerine (damat tarafınca gençlere yemek ziyafeti verilmesi), geline fincan veya tahta kaşık kırdırma, evin giriş kapısına geline hamur sürdürmek (bereket getireceğine inanılır), gelin tarafından pirinç ve buğday taneleri saçılması (bolluk ve bereket dileği) gibi gelenek ve görenekler, özellikle kırsal yaşam tarzının hakim olduğu yerlerde ağırlıklı olarak görülür. Artvin'de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne ait 1'i gezici toplam 14 kütüphane bulunmaktadır. Artvin'de, Merkez ilçe, Arhavi ve Hopa ilçelerinde 1 'er adet sinema ve tiyatro salonu bulunmaktadır. Artvin'de halkın milli bayramlar ile kutlama günlerine ilgisi ve katılımı yüksektir. Uluslararası düzeyde katılımların da olabildiği ve vilayetin desteği ve işbirliği ile ilgili belediyelerce organize edilen; Artvin Kafkasör Kültür ve Sanat Festivali, Arhavi Kültür ve Sanat Festivali ile Şavşat Sahara Pancarcı Festivali her yıl yoğun ilgi görmektedir. Artvin genelinde, Mayıs-Ağustos dönemlerinde başta Yusufeli ilçesi olmak üzere, Ardanuç, Murgul ve Şavşat'ta çeşitli köy ve yayla şenlikleri düzenlenmekte olup, bu şenliklerde ağırlıklı olarak karakucak ve boğa güreşleri düzenlenmektedir.
ARTVİN'DE MEDYA Artvin'de yerel radyo olarak 08 FM ve Borçka FM, hizmet vermektedir. Ayrıca Artvin-Merkezde Artvin'in Sesi, Alkan, Demokrat Çoruh, Serhat Artvin gazeteleri ile ilçelerde Arhavi Postası, 7 Mart (Borçka), Şavşat'ın Sesi, Kafkas Sarp Haber (Hopa) ve Doğu Gazetesi (Hopa) gazeteleri yayınlanmaktadır. TARİHİ ESERLER Artvin topraklarından günümüze ulaşan il kalıntılar manastır ve kaleler olup çoğunlukla Bagratlı Krallığı döneminde V ile XI. Yüzyıllar arasında yapılmıştır. XVI. Yüzyıl ortalarından itibaren Osmanlılar döneminde ise camiler başta olmak üzere türbe, hamam, çeşme, köprü ve konakların varlığına rastlanmaktadır. MANASTIR VE KİLİSELER Artvin merkezi başta olmak üzere Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli ilçelerinde hemen hemen hepsi eğitim amaçlı ve anıtsal nitelikli, kesme taştan inşa edilmiş manastırlar bulanmaktadır. Çeşitli yapı topluluklarından oluşan bu manastırlardan günümüze ulaşan eserler şunlardır: Pırnallı (Porta) Manastır Kilisesi: Artvin Pırnallı Köyü Bağlık mevkiinde bulunan kilise Kral I. Aşot'un torunu Prens Khaouli tarafından 896-918 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Bir çan kulesi, bir şapel ve bir çeşmeden oluşmaktadır. Manastırın yerleşim planına bakıldığında Tao Klarjheti bölgesinin o dönemlerdeki en önemli kültür ve dini merkezi olduğu anlaşılmaktadır. Manastıra Artvin-Şavşat karayolunun 30.km'sinden sonra 5 km.lik yay patika yolu ile ulaşılmaktadır. Hamamlı (Dolishane) Kilisesi: Artvin merkeze bağlı Hamamlı Köyünde bulunmaktadır. Kitabesine göre X. Yüzyıl ortalarında inşa edilmiştir. XVI. Yüzyıl ortalarından sonra bir bölümü cami olarak da kullanılan manastırdan günümüze sadece kilisesi kalmıştır. Bulanık (Rabat) Kilisesi: Ardanuç'un Bulanık Köyü Çamlık mahallesinde bulunmaktadır. XI. Yüzyılda inşa edilen yapı XIV. Yüzyıl ortasında terkedilmiş olup günümüze sadece kilisesi ulaşmıştır. Cevizli Tibet Kilisesi: Şavşat İlçesi Cevizli Köyünde bulunan yapı IX. Yüzyılda inşa edilmiştir. Bölgenin İslamlaşması ile bir süre cami olarak kullanılan yapı 1889 yılı itibariyle terkedilmiştir. Günümüze sadece kilisenin cephe duvarları ulaşmıştır. İşhan Manastırı: Yusufeli İlçesi Dağyolu Köyünde bulunmaktadır. Yapı ilk olarak VII yüzyılda inşa edilmiş sonradan yıkılmıştır. Yapının yerine IX. Yüzyılda bugünkü manastır yapılmıştır. Bu manastır kilise ve şapelden oluşmaktadır. Kilisenin bir kısmı bir süre cami olarak kullanılmıştır. Yüksek kasnaklı külahı, içteki freskli dıştaki plastik süslemeleri ile düzgün kesme taş işçiliğindeki kilise kısmı dönemin sanatını yansıtmaktadır. Altıparmak (Barhal) Manastırı: Yusufeli İlçesi Altıparmak Köyünde bulunmaktadır. X. Yüzyılda inşa edilen manastır günümüzde turistik amaçlı olarak çok kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Oldukça sağlam olan yapı anıtsallığı ile dikkat çekmektedir. Manastır halen cami olarak kullanılmaktadır. Dörtkilise Manastırı: Yusufeli İlçesinin 4 km. güneybatısındaki Tekkale köyündedir. Köyden 7 km sonra mezra yolu üzerindedir. Manastır IX. Yüzyılda Gürcü kralı David tarafından rahibe okulu olarak yaptırılmıştır. Manastır, çan kulesi, yemekhane, seminer odası ve şapelden oluşmaktadır. Plan olarak Barhal Kilisesine benzemektedir. KALELER Artvin'e kaleler diyarı dense yeridir. Yüksek tepelerden başlayarak, Çoruh vadisinde birbiriyle bağıntılanmış yüksek kuleli çok sayıda kale bulunmaktadır. Genellikle stratejik alanlara yerleştirilen bu kalelerden önemlileri şunlardır. Artvin (Livane) Kalesi: Artvin Köprübaşı mevkiinde bulunmakta olup, X. Yüzyılda inşa edildiği tahmin edilmektedir. Osmanlılar zamanında da kullanılan kale günümüze sağlam olarak ulaşmış olup, içinde su deposu (Samıç) ve küçük kilise (şapel) bulunmaktadır. Ardanuç (Gevhernik) Kalesi: Ardanuç ilçesi Adakale Mahallesinde bulunan yapı, yöredeki en eski ve en önemli kalelerden birisidir. Hemen hemen bölgeye gelen tüm devletlerce kullanılan kale, 1551 yılında Osmanlıların eline geçmiş ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından surları onartılmıştır. Günümüzde terkedilmiş olarak bulunan yapı, iç kalesiyle çevredeki tek örnektir. İç Kale kısmen özelliğini korurken asıl kale yeni yerleşimlerle orijinal dokusunu kaybetmek üzeredir. Şavşat (Satlel) Kalesi: Şavşat İlçesi, Söğütlü Mahallesinde bulunan yapı, plan tipi açısından Bagratlı dönemi kalelerine benzemektedir. Osmanlı döneminde de kullanılan kalenin surlarının ekseriyeti ayaktadır. İçinde sarnıç ve şapel kalıntıları bulunmaktadır. Bu önemli kalelerin yanı sıra yöredeki diğer kalelerin bazıları şunlardır: Artvin Merkeze bağlı Okumuşlar, Bakırköy, Yukarımaden ve Sarıbudak Kaleleri, Ardanuç ilçesine bağlı Aydın, Kutlu, Kılarcet ve Ferhatlı Kaleleri, Şavşat ilçesine bağlı Çağlayan, Eskikale, Hanlı, Kireçli, Parip ve Sebzeli Kaleleri, Yusufeli ilçesine bağlı Peterek, Öğdem, Esendal, Dörtkilise, Köprügören, Dağyolu, Demirkent ve Kılıçkaya kaleleri. Arhavi ve Hopa'da Ciha Tepesi Kalesi. CAMİLER XVI. yüzyılda Türk-İslam kültürü çerçevesinde yörede cami yapımına başlanmıştır. İlk zamanlar mevcut kiliseler camiye çevrilerek kullanılırken, XVIII. Yüzyılından itibaren sivil mimari geleneklerinin ağır bastığı camilerin yapımında bir artış gözlemlenmektedir. Birbirine oldukça benzeyen bu yapıların en önemlileri şunlardır . Çarşı (Merkez) Camii: Artvin şehir merkezinde bulunan yapı 1277 (1860) tarihinde inşa edilmiş olup, 19S4 yılında restore edilmiştir. Minare ve vaaz kürsüsü eski tarihi camiden kalmadır. Çayağzı (Salih Bey) Camii: Artvin Merkez Çayağzı (Korzul) Mahallesinde bulunmakta olup, 1207 (M.1292) yılında Livane Sancak Beylerinden Salih Bey tarafından yaptırılmıştır. 1980'li yıllarda onarım geçirmiştir. Zeytinlik Camii: Artvin Merkezine bağlı Zeytinlik Köyünde bulunmaktadır. Yapı 1272 (M.18S7) yılında Saliha Hanım tarafından yaptırılmıştır. Minaresi yeni eklenmiştir. Kapı formu ve ağaç süslemeleri niteliklidir. İskender Paşa Camii: Artvin Ardanuç ilçesi Adakale mahallesinde bulunmaktadır. Yörenin ilk camilerinden olup, Ardanuç Kalesini 1551'de fetheden Erzurum Beylerbeyi Çerkez İskender Paşa tarafından 1553 yılında ibadete açılmıştır. 1864 yılında da tamir geçiren yapı, dışa yansımayan ve 4 ahşap direk üzerine oturtulmuş kubbesi ile dikkat çekmektedir. Merkez (Çarşı) Camii: Arhavi ilçesi şehir merkezinde bulunan yapı H. 1279 (M.1862) tarihinde inşa edilmiştir. İçi iyi işçilikli ahşap malzemeye sahiptir. Ortacalar Merkez Camii: Arhavi İlçesine bağlı Ortacalar Köyünde bulunmakta olan yapı. H.1l70 (M.1757) yılında inşa edilmiştir. Cephelerinden ziyade minber ve tavan süslemesi yapının önemini artırmaktadır. Muratlı Merkez Camii: Borçka İlçesine bağlı Muradı Köyünde bulunan yapı, H. 1262 (M.1846) yılında Reşit oğlu Ahmet Usta tarafından inşa edilmiştir. Tümüyle ahşap olan yapının giriş kapıları ve minberi çeşidi motiflerden oluşan ağaç oyma tekniğindeki süslemelere sahiptir. Orta Hopa Camii: Kitabesi bulunmayan caminin XIX. Yüzyılın sonlarında inşa edildiği bilinmektedir. 1994 yılında onarım görmüştür. Tavan döşemesi ve kubbesi eski orijinal dokuyu yansıtmaktadır. Erenköy Camii: Murgul ilçesine bağlı Erenköy Köyünde bulunan yapı H.1280 (M.1863) yılında inşa edilmiştir. Ahşap malzemelerden oluşan cami yöreye özgü işçilik ve süslemeleri ile dikkati çekmektedir. Zor Mustafa Bey Camii: Şavşat ilçesine bağlı Köprülü Köyünde bulunmaktadır. Yapı kendi istekleri ile İslamiyet'i kabul eden Hıristiyan Atabeklerinden Zortana tarafından muhtemelen XVI. Yüzyılda yaptırılmıştır. Mimari açıdan sade, minaresi bulunmayan bir yapıdır. Esendal Camii: Yusufeli ilçesine bağlı Esendal Köyünde bulunmaktadır. Yapı, H. 1234 (M.1818) yılında Kiskin (Yusufeli) Beylerinden Muhammed Bey tarafından Muhammed Usta'ya yaptırılmıştır. Zengin ahşap süslemeleri ve taş işçiliğinin güzel bir örneğini sergileyen Caminin mihrabı da görülmeye değer niteliktedir. Bunların yanısıra çevredeki diğer tarihi camiler şunlardır: Artvin Merkeze bağlı Balcıoğlu, Orta Mahalle, Oruçlu, Aşağımaden, Yukarımaden, Ortaköy, Vezirköy, Sarıbudak ve Dokuzoğul Camileri: Ardanuç ilçesine bağlı İncili, Anaçlı, Bulanık, Aydın ve Bağcılar Camileri; Arhavi llçesine bağlı Ulukent ve Dikyamaç camileri; Borçka llçesine bağlı Camili, Fındıklı ve Düzköy Camileri; Hopa ilçesine bağlı Aşağı Sundura, Sugören, Sarp ve Kemalpaşa Camileri; Murgul llçesine bağlı Molla Hamit Canan Hoca Cami; Şavşat llçesine bağlı Cevizli, Kocabey, Kireçli ve Çağlayan Camileri; Yusufeli llçesine bağlı Inanlı, Öğdem, Kılıçkaya, Bakırtepe, Yaylalar ve Demirkent camileri. TÜRBELER Zeytinlik Türbeleri: Artvin Merkeze bağlı Zeytinlik Köyünün karşısında, Çoruh ırmağı'nın kenarında, Derinköy Camisine ait Vakıf arazilerinde bulunmakta olup 500 metre aralıkla birbirine benzer iki yapıdan oluşmaktadır. Hangi tarihte inşa edildikleri tam olarak belirlenmemekle birlikte XIII. Yüzyılda kısmen yöreye hakim olan Saltuklular tarafından inşa edildikleri tahmin edilmektedir. Her ikisinin içinde Kriptası ve mihrabı bulunmaktadır. Adakale Türbeleri: Ardanuç İlçesi Adakale Mahallesindeki İskender paşa Caminin hemen yanında bulunmaktadır. Türbeler yörede yöneticilik yapan Ali Paşa, Süleyman Paşa ve Hatice Hanım'a ait olup, muhtemelen XVIII. Yüzyıl eserleridir. Yöredeki Diğer Türbeler: Şavşat İlçesi Köprülü Köyünde Zor Mustafa Bey, Ciritdüzü Köyünde Atabek ve Ardanuç İlçesi, Peynirli Köyü güzergâhında Candarbaba türbeleridir. KÖPRÜLER Çoruh ırmağına dökülen dereler başta olmak üzere, yöredeki irili ufaklı dereler üzerinde Ortaçağdan başlayarak devam eden Taş Köprüler yapılmıştır. Günümüze ulaşan önemli Köprüler şunlardır. Berta Köprüsü: Artvin-Şavşat karayolunun 21. Kilometresinde, Berta suyu üzerinde bulunmakta olup, 64 m. uzunluğa sahip üçgözlü ve yolunun düz olduğu taş köprüler gurubundadır. 1878 yılında Osmanlı döneminde yapıldığı sanılmaktadır. Günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Ortacalar Kemer Köprüleri: Arhavi İlçesine bağlı, Ortacalar Köyüne 2,5 km kala Arılı ve Küçükköy yol ayrımında birbirine dik gelecek şekilde planlanmış iki köprüden oluşmaktadır. Birbirine benzeyen köprüler tek gözlü ve yolunun eğimli olduğu taş köprüler gurubundandır. Muhtemelen XVII. Yüzyılda inşa edilmişlerdir. Bunların yanısıra aynı özelliklere sahip diğer köprüler ise; Arhavi İlçesi Orçi Deresi, Derecik ve Aşağı Şahinler Köprüleri; Borçka İlçesi Beğlevan, Demirciler, Aralık, Vaniti, Düzköy, Güreşen ve Efeler Köprüleri; Hopa ilçesi Esenköy, Sugören, Köprüce ve Kemalpaşa'dır.
YÖRESEL KÜLTÜR Giyim | Kuşam Cumhuriyet dönemine kadar yöredeki en dikkat çeken erkek giysisi, yerli yünden köy tezgahlarında dokunan ve şal adı verilen kaba kumaştan dikilmiş şalvar ve çuha idi. Paçaları aşağıya doğru daralan yan dikişleri siyah ve koyu lacivert kaytanlar geçirilen bu şalların bel kısımları sıkılırdı. Ceket yerine giyilen cepken biçimindeki uzun kollu çuhanın göğüs kısımlarının iki yanında cepleri vardır. Bu ceplere, içinde görünecek şekilde fişeklik için dikilmiş parçalar dikilirdi. Başlarında kabalak denilen başlıklar vardı. Kadınlar ise fistan ve üstüne sıkma yelek giyerlerdi. Bellerine kuşak ve peştamal sarar, başlarına tepesi düz fes, bunun üstüne renkli yazma, en üstüne de beyaz uzun bir örtü (leçek) örterlerdi. Fesin altına Mahmudiye olarak adlandırılan para takarlardı. Yazma üzerine alından tüm şerit halinde dolanan poşu takılırdı. Ayaklarına yünden örülmüş çorap, çapula ve yemeni adı verilen ayakkabılar giyilirdi. HALKOYUNLARI Artvin, dik yamaçlı dağlarla çevrili, derin vadilerce uzanan, topraklarının büyük bir kısmının ormanlarla çevrili olduğu bir yöredir. Artvin'de doğa ile girişilen mücadele her zaman için zor olmuştur. Yöre insanı mücadeleci, çalışkan, içten bir karakter taşır. Bununla birlikte Artvin, stratejik konumu itibarı ile de kültür sirkülasyonunun yaşandığı bir ildir. Artvin Halk Oyunları, Karadeniz - Kafkas ve Doğu Anadolu'ya has özelliklerin harmanlanmış olduğu bir estetiğe sahiptir. Artvin yöresel oyunları kendi içinde; sadece erkeklerin oynadığı sadece kadınların oynadığı ve hem erkek hem de kadınların oynadığı oyunlar olarak sınıflandırılabilir. Ezgi ve figür bakımından en zengin yöremizdir. 1936'da İstanbul'da yapılan Balkan Festivali'ne Artvin ekibi de katılmıştır. 2 Eylül gecesi Beylerbeyi Sarayı'nda Atatürk'ün huzurunda gösteri yapan Artvin ekibi, Artvin Barı'nı oynarken, Atatürk de oyuna iştirak etmiş ve sonuna kadar oynamıştır. Bu hatıra üzerine Artvin halkı da oyunun ismini ATABARI olarak değiştirmiştir. Oyunun sözleri de artık "...Atamızdan yadigâr bizde Atabarı var..." şeklinde söylenmektedir. Çalgı olarak akordion, davul-zuma, tulum, kemençe, mey ve def kullanılmaktadır. Başlıca oyunlar ise; Sarıçiçek, Deli Horon, Düz Horon, Hemşin Horonu, Coşkun Çoruh, Karabağ, Uzundere, Kobak, Cilveloy, Atom ve Atabarı'dır. TÜRKÜLER-ATASÖZLERİ Kız Belin İncedir İnce, Sini Kalaylı, Ağlama Gelin Ağlama, Karanfilli Gelin, Yamadan Gel Yamadan, Cilveloy, yörenin bilinen başlıca türküleridir. DÜĞÜN ADETLERİ (KIZ KÖÇÜRME – OĞLAN EVERME):
Kız isteme: Kız isteyecek kişilere "elçi" denmektedir. Elçiler yörenin hatırı sayılır kişilerinden seçilir. Kız tarafı gelenleri hoş karşılar. Bunun tersi ayıp sayılır. Kız verilmese bile elçi ağırlanmalıdır. Elçi tarafından konu "Allah'ın emri, Peygamberin kavli" sözleriyle açılır. Kız tarafı düşünmek için müddet ister. Verecek olsa bile ilk gelişte "evet" demez. İkinci ya da sonraki gelişlerde, eğer verecekse "evet" der.
Nişan: Söz verildikten sonra nişan töreni için gün belirlenir. Her iki taraf yakınlarını çağırırlar. Belirlen günde nişan yüzükleri takılır. Aileler ve yakınları, gelin ve damat adaylarına çeşitli takılar sunarlar. Erkek tarafının, kız tarafı ailesinin kişilerine getirdiği, çoğu giysi türünden hediyeler sunulur. Bu hedilere "yolluk" denir. Nişan törenini bazı aileler, kız ile erkeği yan yana getirmeden yaparlar. Buna "kah nişan" denir. Bazı aileler ise kız ile erkeği yan yana getirerek yaparlar, buna da "açık nişan" denir. Eskiden hemen bütün düğünlerde kız tarafı erkek tarafından başlık parası almaktaysa da bugün bu adet kalmamıştır.
Düğün: Düğün günü iki aile tarafından kararlaştırılır. Buna "kesim kesme" denir. Düğün günü olarak eskiden halkın "cuma akşamı" dediği Perşembe günü tercih edilirdi. Düğünler köylerde evlerde, açık havada yapıldığı gibi ilçe merkezlerindeki salonlarda da yapılmaktadır. Düğün gününden önceki akşam kız tarafında, evlenecek kızın akrabaları ve arkadaşları toplanarak "kına gecesi" yaparlar. Bazen kına gecesinde oğlan yengesi de bulunur. Düğün günü sabahı, erkek tarafından davet edilmiş olan ve kendilerine "makar" adı verilen davetliler erkek evinde toplanırlar. Makar grubu, yanına "oğlan yengesi"ni, sağdıç denilen düğün sorumlusunu ve damat adayını (bazen damat götürülmez) da alarak kız evine gider. Eskiden düğünlere atlarla gidilirse de şimdi bunun yerini motorlu araçlar almıştır. İki taraf da köy içinde ise yayan da gidilebilmektedir. Kız tarafı makar grubunu, sağdıcı ve yengeyi karşılayarak ağırlar. Kahve ve yemek ikram edilir. Bu sırada davul-zurna ya da başka çalgılarla oyunlar oynanır, çeşitli eğlenceler yapılır. Kadınların oturduğu odada gelin hazırlanır. Bu arada erkek yengesi gelinin başı üstünde bir tepsi pastayı keserek ortadakilere ikram eder. Gelin hazırlanırken gereken malzemenin (kolonya, tarak, bıçak, kemer, eşarp vb) erkek yengesi tarafından sağlanması zorunludur. Bu arada yengeye şaka amaçlı bazı zorluklar çıkarılır. Hazırlanan gelin odadan çıkarılırken, yakın bir kimsesi tarafından kapı tutularak bahşiş alınır. Bu arada sağdıç tarafından orada bulunanların üzerine şeker, bozuk para vb. atılır. Vedalaşmadan sonra gelin, oğlan yengesi ve kız yengesinin arasında olmak üzere, atlara ya da arabalara binilerek erkek tarafına doğru yola çıkılır. Bu sırada makar kapının önüne toplanmıştır ve davul-zurna "gelin ağlatma" adı verilen havayı çalmaktadır. Kız anası ve yakınları bu yanık havayı dinleyince kendilerini tutamaz, ağlamaya başlarlar. Gelin köyden çıkarılırken genellikle delikanlılar gelin alayının önüne çeper veya ip gererek sağdıçtan bahşiş alırlar. Yine gelin alayının önünde güreş tutularak bahşiş alınır. Bu bahşiş "koç parası" adı ile köyün delikanlılarına verilir. Yol boyunca makar istedikleri yerde durup eğlence yaparak ilerlerler. Makar oğlan evine yaklaştığında delikanlılar oğlan evine müjdeyi götürmek için at yarışı düzenlerler. Buna "papaga gitme" denir. Delikanlılar "papağı almak" için çatlatırcasına at koşturur. Atı altında çatlayan delikanlının adı yıllarca söylenir. Papağı kazanan delikanlının atının boynuna "vala" denilen üçgen şeklindeki renkli acem kuşağı bağlanır. Delikanlıya da yağda kızarmış tavuk budu ikram edilir. Yarışçılar geri dönüp tekrar makara karışırlar. Gelin oğlan evinin kapısına geldiğinde sağdıçtan ve oğlan babasından geline damızlık hayvan bağışlaması istenir. Atın üzerinden eğilerek bir eliyle kendine hediye edilen koçu kaldırıp kucağına alan gelinin adı yıllarca dillerden düşmez. Ayrıca gelinin ayağının altında kurban kesilir ya da kan çıkacak şekilde yalnızca hayvanın kulağı kesilir. Gelinin sağ başparmağını bu kurbanın kanına bulayarak alnının ortasına sürerler. Böyle olursa kocasının yiğit olacağına inanılır. Gelin eşiğine getirilir. Kaynata evine tatlılıkla girsin diye avucuna bal sürülür, yarısını kendisi yer, diğer yarısını da üst eşiğe sürer. Bu arada ayağının ökçesini hızla vurarak ters çevrilmiş bir porselen tabağı kırar. O anda damat dama veya balkona çıkıp havaya silah atar veya bozuk para ve şeker serper. Fişek ilk tetikte patlamazsa uğursuzluk sayılır. Böylece sağdıç ve yengelerin arasında damat ve gelin içeri girerler. Erkekler ve kadınlar ayrı ayrı meclislerde eğlenirler, yemekler yenilirken köyün delikanlıları erkek davetlilere, kızları ve gelinleri de bayan davetlilere hizmet ederler. Akşam olunca dini nikah yapılarak gelin-güvey gerdeğe verilir. Sabah olunca makar toplanır. Sabah kahvaltısı edildikten sonra, geline makar tarafından verilen bahşiş toplanır. Bahşişe karşılık makara çeyiz dağıtılır (çorap, seccade gibi). Kadın meclisinde ya da açık havada sağdıç tarafından gelinin yüzü açılır. Bu arada oğlan ve kızın yakınların tarafından yeni çiftlere para ve çeşitli takılar sunulur. Bundan sonra yine eğlenceye devam edilir. Eğlence faslı bittikten sonra genç çiftler ve yakınları tebrik edilerek düğün sona erer. Bazen düğün bir gün sürecekse makar gerdek gecesinden önce hediyesini takdim eder, gelin de çeyizinden aynı gün veya daha sonraki günlerde makara hediye gönderir.
Artvin ve çevresinde evliliğe sadakat yüksektir ve boşanmalara çok az rastlanır.
Düğünden bir süre sonra gelinle damat birlikte kız tarafına giderek büyüklerin elini öperler ve akrabaları ziyaret ederler. Buna "Enişteliğe gitmek" denir. Eniştelikte damadı çeşitli şakalar ve ikramlar beklemektedir. Enişte kelimesi de damat kelimesi yerine kullanılmakta, eniştenin ismi verilmeden çoğu zaman "enişte" olarak hitap edilmektedir. EĞLENCELER
Harfanalar: Artvin ve çevresinde uzun kış gecelerinde yapılan latifeli, eğlenceli, türkülü eğlencelerdir. Daha çok kış günlerinde, mutlu bir olaydan sonra, mahalleye ya da köye samimi bir misafir geldiği zaman veya bunlara benzer bir durumda daha çok gençler anlaşarak birinin evinde toplanırlar. Ya evlerinden getirmek suretiyle ya da topluca bir yerden alıp masrafını böl üşme k suretiyle yiyecek maddeleri sağlarlar. Bazen kebap, döner yapmak, üzere koyun" da alabilirler. Toplantı evinde kendileri keser, yapar, pişirir ve servis yaparlar. Birlikte yer, içer ve bol bol eğlenirler. Şarkılar, türküler, fıkralar söylenir, anılar anlatılır, güncel konular tartışılır, varsa müzik çalınır, oyunlar oynanır, taklitler yapılır. Böylece çok samimi ve coşkulu eğlenceler sürer gider. Buna benzer toplu eğlenceler yaz aylarında kırlara, yaylalara gidilerek yapılır. Geçmiş yıllarda daha sık yapılan bu harfanalar, son yıllarda gençlerin köylerde bulunamaması nedeniyle azalmıştır.
Aşık atışmaları: Aşıklar (saz şairleri) özellikle kış aylarında köy köy dolaşarak geceleri eğlenceye dönüştürürlerdi. Genellikle köyün ileri geleninin evinde konuk olurlar ve atışmalarını buralarda yaparlardı. Aşıklar ya karşılıklı deyişler söyleyerek ya da bazen bir aşık tek başına hem deyiş diyerek hem de hikayeler anlatarak seyrini sürdürürdü.
Deve oynatma: Seyirlik oyunlardan biri ve en meşhurudur. Köyün gençleri ve gün görmüş bu işleri iyi bilen genç/yaşlı liderleriyle beraber deve oynatma oyununu sunarlardı.Tamamen doğaçlamaya dayalı ancak içinde sabit figürlerin bulunduğu bir oyun türüdür. Deve, iki kişi tarafından temsil edilir, üzerlerine giyilen kostümlerle canlandırılırdı. Deve, kokmuş ve şişman bu oyunun vazgeçilmez figürleridir. Bunlardan başka yine oyuna renk katabilecek yeteneği olanlarda da katılırdı. Bunlar köy içerisinde kap kapı dolaşarak oyunlarını sergilerler ve bu çabaları karşılığında bahşiş olarak ağartı ve para toplarlardı. Bu oyunun en önemli özelliği halkın bir yere toplanarak sunulmaması, aksine kapı kapı dolaşılarak her eve ayrı ayrı sunulmasıdır. Oyunu sergileyenler köylüleri tanıdıkları için de oyunlarını ve şakalarını ev sahibinin sosyal/ruhi durumuna göre davranırlardı. Oyunlar evin içinde değil hemen giriş kapısı önünde ya da bahçede sergilenirdi.
GELENEKSEL MİMARİ Ortaçağ döneminden, sivil mimari örneklerinden olan evler ve konaklardan herhangi bir örnek günümüze ulaşmamıştır. Osmanlı dönemine ait yörede 200–300 yıllık tarihi evler konak olarak, aynı zamanda yönetim binası olarak kullanılan Şavşat ilçesi Söğütlü Mahallesindeki Hemşioğulları Konağı ile Şavşat ilçesi Köprülü Köyündeki Zor Mustafa Bey Konağı gösterilebilir. Ayrıca, Artvin Merkeze bağlı Oruçlu Köyü'ndeki XX. Yüzyılın başında inşa edilen gümrük binası da dönemin özelliklerini göstermesi açısından önem arz etmektedir. EL SANATLARI Bir orman yurdu olan Artvin'de ahşap işlemeciliği de çok gelişmiştir. Yörede ahşap mimari tarımsal hayat ve günlük işlerde kullanılan araç gereçler de ahşaptır. Yörede şal dokumacılığı başta olmak üzere ehram halı ve kilim dokumacılığı yapılmaktadır. YÖRE MUTFAĞI Artvin yöresinde Türk halk kültürü içindeki mutfak geleneği bütün renkleriyle yaşamaktadır. Çorbalar: püşürük, çılbır, pancar, çinçar ve lor çorbası yöresel özelliktedir. Süt ve süt ürünlerinde yapılan yemekler: ağartı denilen süt ürünlerinde yapılan kuymak başta gelmektedir. Sebzelerden ve kır otlarından yapılan yemekler: Artvin her çeşit sebze ve kır otlarının yetiştiği bir yöredir. Bu çeşitlilik yöre yemeklerine de yansımıştır: dağ pancarı, kuş yemeği, kımı, yabani semiz otu. Hamur işleri: Kete en meşhur hamur işlerinden biridir, pekmezli, ceviz içli, mısır içli, peynirli, kavurmalı gibi çeşitleri mevcuttur. Ayrıca katmer, erişte, ev makarnası, hınkal, çerkebaz, bişi, lokum, poğaça, çadı da vardır. Et ve et yemekleri: kebaplar ve kavurmaların yanında ağaç şişlerde yapılan kebaplar, dönerler yöreye mahsus yemeklerdendir. Tatlılar: hasuta, kaysefe, zurbiyet, ballı lokum ve laz böreği başlıcalarıdır. DOĞA TURİZMİ Borçka Karagöl: Borçka-Camili karayolunun 22. km.sinden ayrılan 5 km'lik stabilize yolla göllere ulaşılmaktadır. 3200 mmlik yıllık yağış ve sürekli yüksek bağıl nemin egemenliği altında buluna göl çevresinde bakir bitki örtüsü ile bir yağmur ormanı eko sistemi özelliğine sahiptir. Göl çevresinde kamp yerleri ve uygun trekking parkurları bulunmaktadır. Şavşat Karagöl: Şavşat ilçe merkezine 25 km uzaklıkta olup Karagöl Sahara Milli Parkı sınırları içindedir. Göl çevresi ladin ve çamların meydana getirdiği yoğun ormanlarla kaplıdır. Bu doğal öğelerin ördüğü Karagöl ve çevresi eşsiz bir doğal güzelliğe sahiptir. Kamp ve karavan turizmi için yöredeki en uygun yerlerdendir. SAĞLIK TURİZMİ Artvin yöresi sağlık turizmi için ideal yerlerden birisidir. 800–2000 metre arası yükseltiler "sağlıklı iklim kuşağı" alanında bulunduğu için yörede köyler, mezralar ve yaylalar adeta bu özellik dikkate alınarak düzenlenmiştir. Öte yandan yörede çok sayıda kaplıca da mevcuttur. Camili (Macahel) Havzası: Borçka ilçesinden yöreye ulaşım 30 km.si asfalt, 20 km.si stabilize olmak üzere 50 km.lik karayolu ile sağlanmaktadır. Ormanları, sadece Türkiye'nin değil neredeyse Avrupa'nın tek insan eli değmemiş ve her biri anıt özelliğine sahip ağaçlardan oluşmuş orman ekosistemidir. Camili Havzası yırtıcı kuşların göç yolları üzerinde bulunması sebebiyle uygun kuş gözetleme alanlarına sahiptir. Yöre, derelerindeki kırmızı pullu alabalığı ve saf Kafkas arılarıyla üretilen Macahel Balı ile de ilgi çekmektedir. Camili Havzasının bir bölümü "Gorgit ve Efeler Tabiatı Koruma Alanı" olarak koruma altına alınmıştır. Kemalpaşa Plajı: Hopa ilçe merkezine 15 km uzaklıkta bulunan plaj, temiz denizi (Karadeniz) ve 2 kmyi bulan kumsalı ile kamp ve karavan turizmi için Artvin'deki uygun yerlerden biridir. Sportif Olta Balıkçılığı: İl genelinde yer alan akarsu ve göllerde özellikle Barhal Çayında, Hatila Deresinde, Arhavi Ortacalar Deresinde ve Borçka Camili derelerinde ayrıca yüksek kesimlerde yer alan göllerde olta balıkçılığı yapılmaktadır. Meydancık (İmerhev): Doğayla uyum içerisinde bir yerleşme örneği sunan Meydancık Yöresi özellikle Maden Köyü'nün muhteşem doğal güzellikleri, yaylaları görülmeye değer güzellikte tamamı ahşap evleri ve en önemlisi insanın özgün kültürüyle doğan mirasıdır.
Kaçkar Dağları: WWF (World Wildlife Fund) tarafından dünyanın korumada öncelikli en önemli 200 bölgesinden biri olarak gösterilen Kaçkarlar, aynı zamanda "Pan Park" sistemine de aday gösterilmektedir. 230'dan fazla kuş çeşidi, 550'si endemik olmak üzere 2300 civarında bitki çeşidi, doğal yaşlı ve sub-tropikal ormanları, buzulları ve buzul gölleriyle, yaban hayatıyla, ender ekosistemleriyle, coşkun dereleriyle ve 3937 metrelik zirvesine kadar rahatlıkla çıkılabilen uygun dağ yürüyüşü parkurlarıyla Kaçkarlar, ziyaretçilerine eşsiz doğal güzellikler sunmaktadır. Karçal Dağları: Artvin İlinin kuzeydoğusunda yer alan, yıl boyunca gözlenebilen masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkun dereleri, endemik bitki çeşitleri ve faunası ile doğal bir park görünümünde olan Karçal Dağlarının en yüksek tepesi 3652 metredir. KORUNAN ALANLAR Hatila Vadisi Milli Parkı: Artvin il merkezinden 10 km.lik stabilize bir yol ile ulaşım sağlanmaktadır. Hatila Vadisinin gerek ilginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı ve gerekse özgün bitki toplulukları yöreye ülkemizde nadir rastlanan bir alan özelliğini vermektedir. Ayrıca bu doğal öğelerin birleşimi sonucu eşsiz peyzaj güzellikler ortaya çıkmakta ve bu durum zengin rekreasyonel potansiyel arz etmektedir.
Sahara-Karagöl Milli Parkı: Şavşat ilçesi sınırları içinde bulunan Karagöl-Sahara Milli Parkı iki ayrı sahadan oluşmaktadır. Sahara, Şavşat ilçesine 17 km. uzaklıkta olup Şavşat-Ardahan karayolu üzerindedir. Orman örtüsü, ladin ve köknarlardan meydana gelmiştir. Yörede antroprojen step karakterinde sahalar geniş alanlar kaplamaktadır.
Gorgit-Efeler Tabiatı Koruma Alanları: Doğal yaşlı ormanı, her biri anıt olma özelliğine sahip ağaçları bünyesinde barındıran ve dünya doğal koruma kriterlerinden son derece önemli parametre olan Doğal Eski Ormanlardandır. 3200 mm. yıllık yağış ve sürekli bağıl nemin egemenliği altında derin vadiler boyunca yükselen bakir bitki örtüsü ile bir yağmur ormanı ekosistemidir. AKARSU TURİZMİ Rafting – Kano: Çoruh Nehri, dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biridir. Yöre, her yıl dünyanın her tarafından gelen, rafting, kano ve nehir kayağı gibi akarsu sporlarını yapan yerli ve yabancı sporcuları ağırlamaktadır. Bayburt'tan başlayıp İspir ve Yusufeli'yi takip ederek Artvin'e kadar uzanan yaklaşık 260 km uzunluğundaki nehirde, 4 farklı etapta rafting yapılmaktadır. Zorluk dereceleri 1,2,3,4,5,6'ya kadar çıkmaktadır. Profesyonel sporcuların tercih ettiği nehirde 1993 yılında 4. Dünya Akarsu Şampiyonası yapılmıştır. Altıparmak (Barhal) çayı: Artvin ili sınırları içinde yer alan Altıparmak (Barhal) çayı, Kaçkar Dağları'nın güney yamaçlarından doğar. Yaklaşık 60 km.lik bir mesafe kat ettikten sonra Yusufeli'nin güneyinde Çoruh Nehri'ne karışır. Altıparmak çayı, kan o ve nehir kayağı için elverişli olup, yüksek dağlarla çevrili son derece güzel ve etkileyici bir vadi içinde akmaktadır. Trekking: Doğu Karadeniz bölgesinin en yüksek dağ silsilesinden olan Kaçkar Dağlarında, dağ tırmanışları için Türkiye'nin en uygun trekking parkurları bulunmaktadır. Yöreye gelen dağcı grupları ve dağcılar genellikle Yusufeli Yaylalar Köyünden Rize-Çamlıhemşin-Ayder yaylasına yürüyerek Trans-Kaçkar yürüyüşlerini tamamlarlar. Ayrıca yörenin diğer dağı olan Altıparmak ve Karçal'da da uygun trekking parkurları bulunmaktadır. Yörede ziyaretçilerin kalabileceği pansiyonlar ve dağ evleri mevcuttur. Atlı Doğa Yürüyüşü: Başta Şavşat, Ardanuç ve Yusufeli köyleri olmak üzere; Kaçkar ve Karçal Dağlarının eteklerindeki yaylalarda "atlı doğa yürüyüşü" için ideal alanlar mevcuttur. Yayla Turizmi: Artvin geneline dağılmış bulunan yaylalarda ahşap ve tas mimarinin güzel örnekleri bulunmaktadır. Artvin yaylaları ormanlarla kaplı dağlar üzerinde, gür akarsuların geçtiği, yemyeşil düzlüklere yayılmıştır. Bu yaylaların tümünde çadır/kamp imkanları mevcut iken, bazılarında da pansiyonlar bulunmaktadır. Kamp ve Karavan Turizmi: Sahil şeridinde bulunan plajlarda orman içi dinlenme yerlerinde, milli parklarda, kamp ve karavan turizmi için uygun yerler mevcut olup bunların başında Kemalpaşa Plajı ve çevresi, Kafkasör Orman İçi Dinlenme Yeri, Borçka Karagöl, Şavşat Karagöl, Sahara Yaylası, Yusufeli Kaçkar Turizm Merkezi ve Yusufeli Çevreli Köyü rafting kamp merkezi gelir. Kuş ve Kelebek Gözlemciliği: Hopa, Murgul, Borçka ve Artvin'in yüksek tepeleri göçmen kuşların geçit yolları üzerinde bulunmaları nedeniyle Mart-Kasım ayları arasında kuş meraklıları için uygun gözetleme yerlerine sahiptir. Doğu Karadeniz Dağları, Türkiye'de Avrasya yüksek dağlık (alpin) biyomunu temsil etmesi dolayısıyla önemli kuş alanları statüsü kazanan tek alandır. Artvin'de özellikle Kaçkar, Altıparmak ve Karçal Dağlarının eteklerinde bulunan, bir kısmı endemik olan zengin flora varlığı kelebek çeşitliliği de beraberinde getirmekte, bu da kelebek meraklılarını yöreye çekmektedir. Jeep Safari Turizmi: Eşsiz doğal güzellikleri ile Artvin, jeep safari meraklıları için uygun alan ve parkurlara sahiptir. Eko Turizm: Dünyada kültürel ve doğal kaynakların korunması çalışmalarının yükseldiği günümüzde Artvin, mükemmel korunmuş tabiatı ile önem kazanmaktadır. Dünya Bankasınca finanse edilen Çevre ve Orman Bakanlığınca yürütülen "Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi" GEF II projesi çerçevesinde değerlendirilen Türkiye'deki dört noktadan birisi olan Camili (Maçahel) Havzası Artvin sınırları içerisinde yer almaktadır. Yaban Hayatı: Topraklarının % 55'i ormanlarla kaplı olan Artvin'de ayı, dağ keçisi, yaban domuzu, kurt, tilki, çakal, keklik, bıldırcın ve alabalık gibi türler yaban hayatının başlıcalarıdır.
|